Azot dioksit (NO2)
Antropojenik NO2 emisyonlarının temel kaynağı
yakma süreçleridir (ısıtma, güç üretimi ve araç
ve gemilerdeki motorlardır). Kıbrıs‟ta Azot dioksit
emisyonlarının ana kaynağı kentsel araç
trafiğidir.
Partiküler Madde (PM10 ve PM2.5)
Partiküler maddeler, insan yapımı geniş bir dizi
kaynaktan ortaya çıkmaktadır (karayolu
transportu, madencilik ve diğer yakma işlemi
bulunmayan süreçler, endüstriyel yakma tesis ve
süreçleri, ticari ve yerleşimsel yakma ve halk
güç üretim süreçleri). Partiküler madde aynı
zamanda doğal kaynaklardan da gelmektedir
(toz fırtınaları, deniz tuzu ve volkanlar).
Kıbrıs‟taki yüksek seviyeli partiküler maddenin
araç motor ekzos'larından veya bilinen
endüstriyel emisyonlardan meydana gelmediği
tespit edilmiş, ancak doğal kaynakların bir
karışımı olduğu anlaşılmıştır (çoğunlukla Sahra
toz fırtınaları ve deniz tuzu) bunlar da madencilik
ve kaplanmamış toprak/kumlu arazi ve
karayolları tozlarından kaynaklanan kaçak
tozlardır.
Troposferik (Düşük Seviye) Ozon (O3)
Yeryüzü seviyesinde bulunan Ozon – atmosferin
üst kademelerinde bulunan Ozon tabakası ile
karıştırılmamalıdır– fotokimyasal dumanlı sisin
temel elemanlarından birisidir. Ozon herhangi bir
insan-üretimi kaynaktan, önemli miktarlarda
direkt olarak emit edilmemektedir. Yeryüzü
seviyesi Ozon‟un 10-15%‟i stratosferden transfer
olmakta, ancak yeryüzü seviyesi Ozon‟un büyük
bir çoğunluğu ise endirekt yollarla güneş
ışığınca başlatılmış bulunan ve araçlar,
solventler ve endüstri tarafından Azot oksitlerin
(NOx) mevcudiyeti ile araç ve endüstri
emisyonları, uçucu organik bileşiklerin (VOC‟ler)
oksidasyonu ile oluşmuştur. Ozon bu nedenle bir
ikincil kirleticidir.
Ozon konsantrasyonları özellikle güneş ışığına
bağımlıdırlar. Ozon episotları genellikle yaz ve
ilkbahar mevsimlerinde ve güneşli ve sakin
havayı takip eden süreçte gerçekleşmektedir.
Oluştuktan sonra ozon, nitrik oksit (NO)
reaksiyonunda kullanılmaktadır. NO seviyeleri
kentsel alanlarda, trafikteki araç ekzos
emisyonları nedeniyle en üst seviyededir.
Böylece ozon seviyeleri NO emisyonunun
bulunmadığı kalabalık caddeler boyunca, gerek
kentsel ve gerekse kırsal bölgelerde düşük
olacaktır. Bunların sonucu olarak, Ozon
genellikle kışa nazaran yaz mevsimlerinde
yüksek konsantrasyonlarda ve kentsel alanlara
nazaran kırsal alanlarda oluşmaktadır.
Benzen ve diğer VOC’ler
Kıbrıs‟ta atmosfer içersindeki ana benzen
kaynakları petrolün dağıtılması ve yakılmasıdır.
Araçlar tarafından yakılmakta bulunan petrol en
büyük ve tek kaynaktır (Toplam emisyonun 70-
80%‟i). Benzen‟in seviyeleri, kentsel alanlarda
kırsal alanlara oranla daha yüksektir. Benzen
konsantrasyonları, kentsel bölge karayolları
boyunca en yükseğe ulaşmaktadır.
Oksijenat gibi diğer VOC‟ler araçların
egzost'larında ve atmosferik kimyasal
reaksiyonlar sonucunda gelişmektedir. Örnek
olarak boya inceltilmesinde kullanılmakta olan
solventlerin buharlaşması, hidrokarbonların,
oksijenatların ve halokarbonların atmosfere
salınması ile sonuçlanmaktadır.
Kükürt Dioksit (SO2)
SO2 nin ana antropojenik kaynakları, kükürtiçerikli
fosil yakıtların ısıtma, güç üretimi ve
motorlu araçlar olup, bu arada volkanlar da en
büyük ve önemli SO2 doğal kaynaklardır.
Yakıttaki kükürt miktarı, Avrupa bazında son
yıllarda dikkate değer şekilde düşürülmüş
bulunulmaktadır. SO2 emisyonları düzenli bir
şekilde düşürülmektedir.
Karbon Monoksit (CO)
Karbon monoksit, karbon içeren yakıtların az
miktarda oksijen bulunan ortamlarda yakılması
sonucunda elde edilmekte, genellikle
tamamlanmamış veya yetersiz yanma
sonucunda sonucu ortaya çıkmaktadır. Gazın en
önemli antropojenik kaynağı karayolu
taşımacılığı olup, özellikle petrol yakan motorlu
araçlardır. Modern motor-yapım teknolojileri,
araçlardaki CO emisyonlarını dikkate değer bir
şekilde düşürmüşler ve söz konusu gaz artık
Kıbrıs‟ın bir konusu olmaktan çıkmış
bulunmaktadır.
Dünya çapında olmak üzere, karbon monoksit‟in
en geniş kaynağı orijin olarak doğaldır, bunlar
troposferdeki fotokimyasal reaksiyonlardır. Diğer
doğal CO kaynakları ise volkanlar, orman
yangınları ve diğer yanma formlarıdır.
Karbon Dioksit (CO2)
Bir dizi insan aktiviteleri, karbon dioksit (CO2)
emisyonu ile sonuçlanmaktadır:
CO2 emisyonlarının en geniş kaynağı
global olarak güç santralleri, otomobiller,
endüstriyel tesisler ve diğer
kaynaklardaki kömür, fuel oil ve gaz gibi
fosil yakıtların yakılmasıdır.
Belirli özelleştirilmiş endüstriyel üretim
süreçleri ve ürünlerinin kullanıldığı
mineral üretimi, metal üretimi ve petrolbazlı
ürünlerin kullanımı da CO2
emisyonlarının artışını
yönlendirmektedir.
Karbon tutumu, büyümekte olan ağaç ve
bitkilerin atmosferden aldıkları veya
verdikleri CO2 değişim süreci olup,
sonucunda karbonun biyo-kütleye
dönüşmesine denmektedir (örneğin,
tahta, yapraklar, vb.). Ormansızlaşma,
CO2 emisyonlarının bazı ülkelerde
önemli ölçülerde artmasına neden
olmaktadır.
Karbon dioksit‟in en büyük doğal kaynağı
volkanlar ve orman yangınlarıdır. Aynı zamanda
milyarlarca tonluk atmosferik CO2 „nin
atmosferden okyanuslar ve büyümekte olan
bitkiler tarafından alınması – buna yutak alanları
deniyor- ve daha sonra doğal süreçler vasıtası
ile yıllık bazda olmak üzere atmosfere gerisin
geriye döndürülmesi – buna kaynaklar deniyorsonucu
oluşan doğal karbon çevriminden
bahsetmekte çok önemli olacaktır. Bunlar
dengelendiğinde, toplam karbon dioksit
emisyonları ile toplam karbon tutumu kabaca
eşit olmaktadır.
Kurşun
Geçmişte motorlu araçlar, en büyük kurşun
kaynaklarıydı. Ancak kurşunsuz benzine geçiş,
kurşun emisyonlarının 98% düşmesi ile
sonuçlanmış bulunmaktadır. Bugün, kurşunun
dış hava içersinde bulunması, genel olarak
endüstriyel kaynaklardan olmaktadır (örneğin,
atık fırınları, pil tekrar çevrimi ve kurşun
balıkçılık sinkerlarının üretilmesi, vb.) Birçok eski
evler, kurşun bazlı boyalarla boyanmaktadır.
Kurşunun doğal kaynakları toprak erozyonu,
volkanik püskürmeler, deniz spreyi ve çalılık
yangınları. Endüstriyel kaynaklardan ve
boyaların bozulmasından ortaya çıkan kurşunun
yanı sıra, rüzgarla uçuşan toprak ve karayolu
tozu da doğal olarak oluşan kurşun
içerebilecektir.
Kıbrıs‟ta kurşun katkılı benzinin yasaklanması ve
ilaveten havayoluyla oluşan kurşun
konsantrasyonları ihmal edilebilir seviyelerde
olup, artık eskisi gibi problem yaratmamaktadır.
|